10 Kasım

Askerde isim babamı anmak, komutanları o muazzam kıyafetlerle görmek, o ihtişam güzeldi. Yavaş yavaş acemiliği atıyorum. Totalde 3 saat telefonla konuşmuşum. Babaannemle de konuştum. hahayt. Suratımda bu tebessümle uyursam sabah uyandığımda çenem ağrımasa bari

Alışıyorum

Bugün 8 Kasım.. İlk Cumartesi gecem.. Aynı zamanda en erken uyandığım Cumartesi oldu. Tatil, haftasonu filan yokmuş. Baya baya 5,30 da uyandık ya la.

Dün güzel bi gelişme oldu. Kendimi yemekhaneye attım. 110 kişiye yemek yapma karşılığında sabahları iştimaya çıkmıyorum, nöbet tutmuyorum, bulaşık yıkamıyorum, bok temizlemiyorum, soğuk görmüyorum.-insanlar dışarda karın altında eğitim yaparlarken ben mutfakta tshirtleyim- En önemlisi yediğim yemeklerin hijyeninden eminim. Bininın yan tarafında nefis bi top sahası var. Maç yaptık. Bence berbat oynadım. ama sonrasında kendi hazırladığımız iskambilde yardırdım. İlk çokomelimi kazandım.. keyifli oldu 🙂

Buraya gelirken ki soru işaretlerimden biri de uzun dönem ve usta olan arkadaşların nasıl insanlar olduklarıydı. Allah yüzüme baktı. Zaten bu aralar hep bakıyor saolsun.  allah kendisinden de razı olsun. Nefis insanlar hepsi. Hepsinin ayrı hikayesi ayrı dünyasi var. Devrecilik diye bi mevzu varmış asker sözlüğünde. Ben hala yaşamadım. Yaşamamda.

Diğer soru işaretim komutanlardı. enfes bi yere düşmüşüm. Bu kadar saygıyı sivilde bile zar zor görmüşümdür. mışlanın içi full güleryüz.  tadında disiplin. Keşke ucemilik 100 gün filan olsaymış.

Size EMY’den bahsetmişmiydim. 🙂 çok özledim. onunla da mesajlaşmalara başladım. whatsapp yok ama olsun. önümüzdeki hafta kendi akıllı uslu telefonumu getirdiğimde oda olur yavaş yavaş. Astsubaya evlilik teklifi videosu hazırlicav. Fotoğraf Makinesini getiriyorum kargoyla. Annem o sırada çantaya düşürüvercek telefonu 🙂

Bu ara çok ihtiyicım var. EMY hem hastaymış biraz, hem sınavları başlıyor hemde güzel haberler ödüller üstüste geliyor. Neyse şuan bi yandan da EMY yazıyor. Öptüm canlarım

İlk gün

Bugün 5 Kasım.. Askerliğin ilk günü. Aslında şafak 3 tane ilerlemiş bile çünkü p.tesiden beri askermişim ben haberim yokmuş.

Altınekin ilçesindeyim. Konya’ya 58 km uzaklıkta. Konya merkezden apar topar getirdiler. İlk izlenim olarak keyifli olacağa benziyor. 100 kişiyiz. 50 şerden 2 takım olduk. En azından kendi takımım adına konuşabilirim ki; hepsi nefis adamlara benziyorlar. Herkesin hali vakti yerinde. Birde öğlen saatlerinde birliğe teslim olmadan önce Konya merkezde buluştuk. Meğer facebook’tan grup kurmuşlarda sözleşmişler bile. Henüz Konya otogara ilk indiğim sırada Ömer’le tanışmamış olsaydım bu buluşmayı kaçırıyodum. -Yaşasın facebook- Buluştuğumuz sırada önümdeki en az 1 ayı garantiye almamın keyfini anamın sesi kaçırdı biraz. Anam dedim.. Noluyor! Ömer telefon getirmiş. Aradım hemen anamı. ağladı baya. benimde gözlerim biraz doldu ama tuttum sonra kendimi. Zaten gece Adana’dan otobüse binerken uğurlamaya gelen tüm eş dostu eğlendirende bendim. Hostes kız bile şaşırmıştı.

Yazı çokda fazla momento kıvamında geriye akmadan şu ana geleyim.

50 kişi halısaha büyüklüğünde koğuştayız. Herkes koşuşturuyor sağa sola. Ben akşam bize verilen yarım ekmek kibrit kutusu kadar peyniri eretmemek için yatağımdayım. Güzel olacağa benziyor. Kemal var Antakya’dan.. Kan çekti heralde.. Buğday koktu burnuma.Adanadan çokça arkadaş var. Playboyumuz var. Adını hatırlamıyoum. Ramboyu sevdim. Kesin spor yapmalıyım. Fırsat bu fırsat. Mayıs ayında sahillerde afrodit gibi yürümeliyim. En büyükleri benim sanırırm, YAş farkı çok olursa ne yaparım diye korkum vardı ama ortalama yaş 28 filan. Birde şu battaniye ve yastık örtüsü temiz olsaym..

ışıklar söndü.. e saat daha 10,54..

Minik tezkereler belirlememin faydalı olacağını düşünüp kendime  “pre-teskiere”ler belirledim.  Eskiden pc’deki araba yarışlarında olurdu. Saniye geriye doğru sayarken tam 6 – 5 saniye filan kala bayrağın altından geçerdik ve saniye 70 80 e geri çıkardı. Benimde günler geçip yakıt bitmesine ramak kala bu nefes alışverişler gücümü yukarılara çekecektir. Anne ben duracell olucam. Bu arada şimdi farkettimki bu 5buçuk ayda dünyaları kaçırıyorum. Her biri ile alakalı onlarca sayfa yazmak isterim ama şun bu nefes istasyonlarını özet geçireyim

  • ilk “pre-teskiere” 28 Kasım’daki yemin törenim.  Bununla alakalı çok çok şey yazmak geliyor içimden ama battaniyenin altından götüm ata ata ancak bu kadar.

  • Sonra takvim 29 Kasım olduğunda hedef 11 Aralıktaki dağıtım. Bakalım neresi ve kimler bekliyor beni. Burdan ayrılınca ne olucak. Ordaki tipler nanıl olucak.

  • Hazır 11 Aralığa kadar gelmişken şunun şurasında yılbaşına ne kaldı ki cağnıım..

  • ve 2015 geldi… Sırada en yakın olarak ne var? Ahhaa ! hiç önemli olmadı hayatımda 2 şubatlar. Hatta çoğunda zararı bile oldu. Ama bu kez farklı hissediyorum. Çok şey yazmak var içimde yine bununla alakalı ama şartlar..

  • A a.. 14 şubat.. pıt pıt pıt..

  • 14 Mart var bide.. size açıklayacak değililm. haddinizi bilin !

  • Bir başka “pre-teskiere”miz ise 26 Mart. Anamın doğum günü. ne hediye göndersem. Yada kapısını çalarım o gün. Hediye parasındanda yırtarım hem.

  • e 1 Nisan’da da bacım doğuyor.

  • aaa  20 Nisan gelmiş bile.. Daha fazla özel gün kaçırmadan dönsem iyi olacak..

Bu arada, 180 gün asker olmam lazım ama ayda 2 gün olmak üzere 6 ayda toplam 12 gün izin hakkım var. Şimdilik hiç birini kullanmayıp 168 gün sonra dönesim var. O, o yüzden 20 Nisan.. Ama başarabilir miyim bilmem. Dün dedim ya çok özlediklerim var..

Kalk saati 4,45 miş. Yat saati diceklerdi de dillere sürçtü heralde..

Sürçmemiş..

Neyse karanlığa bakıp tüysüz suratıma tebessüm kondurma, beynimi özlemle doldurma vakti..

Sonra görüşebiliriz inşallah.

İlk Konya Araştırma Sonuçlarım

Şuan için askerlik mevzuusuna bakış açım; Oradan ayrılmak için ayları, günleri, saatleri ve son anlarda saniyeleri sayar halde olan mensuplara sahip bir kurum. Sayılar herkesin düşmanı. Geçen her saniye ise herkesin kabusu olmuş durumda.

Benim en büyük sıkıntım ise tuvalet temizlemek pattis soymaktan ziyade “değersizlik hissiyatı”. Bugune kadar, bu hâlime kadar hep değer gören hep değer veren bi adam olarak orada figüran rolüne büründürülmekle alakalı sıkıntım olacak sanırım. Herkes herşeyin fiyatını biliyor ama kimse değer bilmiyorsa sıkıntı başlayacak gibi.  Mal mıyım ben ? En büyük avantajım ise sıfır ego, aşırı özgüven ve fezalara kadar olgunlaşmış sabır katsayım. Etraftaki herkesten “20 yaşında bi bebe sana emirler vericek” filan diyor. e versiiin. En güzel maymun 3 maymun en nihayetinde. Bi kulağıma sövse diğer kulağımı dönerim. Buna da sövebilirsin bebişim derim. yeter ki değer bilsinler.

Askerliğe ıslah evi olarak bakılması zaten başlı başına komik. Sana 4 + 4 + 4 + 4 olaraktan 16 yıl eğitim öğretim verdim hala adam edemedim hadi birde askere alayım seni! mantıgı ne hoş. Asker kişisinin hayat standartlarını tamamen ayaklar altına aldığında sivil hayatında elinde bulunana ŞÜKRETTİĞİNİ söylüyorlar. Ya bilinç altı ? Oluşan hiperekspleksiler filan. Bu durumun senden kopardıkları ?

Fekat bu sıkıntımla alakalı olaraktan Konya hoş bir yermiş. Bir de jandarma olmam işi daha da kolaylaştırırmış. Daha önce orda aynı mertebede askerlik yapmış kişiler acaip rahat edeceğimi söylüyorlar.  Bi nevi polislik oynayacakmışım. Tavuguma pişt dedi diye gelen şikayetlere gidecekmişim. Koğuşlar 8 kişilikmiş. Sıcak su filan sıkıntı değilmiş. Bol bol karargah dışına çıkılıp devriye yapılıyormuş. Yata yata askerlik yapmak istemem. Azıcık spor yapmam lazım. Adonsilerimle dönmem lazım.

Yola çıkmak için 6 Kasımı özellikle seçtim 🙂 7 si teslim oluyorum. Yeni dükkanımın fotografını da atayım

923400_220405044794785_937898274_n

Yanıma neler alacagıma neler almam gerektiğine filan karar verdim. Yazısını yazdım. Güncelleyip paylaşıcam

Vira Bismillah, 357 Kez Maşallah

İş bu blog’u askerlik mevzusunda neler yaşadıgımı kendime anlatmak, eşe dosta bilgi vermek, iyiyim demek,  bi nevi günlük tutmak için açmış bulunmaktayım. Eger gün be gün yazacak fırsat bulamazsam dün be dün yazarım. dünlük tutmuş olurum. o o kadar da mühim değil.

Gün itibariyle nereye ne olarak yerleştirildiğim ve ne zaman gideceğim belli oldu.

Belli olacagı sırada nedense hiç heyecanım yoktu. Saat 11’de açıklanıyormuş, ben 12. gibi bilgisayar başına geçtim ama farkettim ki “e-devlet şifrem yok” gittim onu aldım geldim filan.

Teslim olmadan önce yanımda neler götüreceğim, neler götürmem gerektiği, kitap mitap filan konusunu biraz araştırıp en kısa zamanda tekrar burada olacağım. Bunun için bi kaç gün biraz araştırma yapıp abi nasihatı dinlemem gerekiyor.

Kafamda ki deli sorular:

Jandarma nedir, ne yapar?

Askerliğim kaç gün?

Giderken yanımda neler götürmem gerekiyor?

Telefon ?

Bana para filan verecekler mi ?

Hem acemi hem usta birliği aynı yer olması iyi mi kötü mü ?

En nihayetinde şöyle bir tablo var.

“ne olursan ol yine gel, sen bile gel aticiğim” diyerekten hem acemi hem usta birliği mevlana / KONYA oldu. Enteresan bir durum var. 2 saattir sosyal medyada 1000 lerce yazı yorum okudum bir tane Konya kelimesi görmedim. 74’ten sonra Kıbrıs’a 2. çıkartmayı yapıyoruz sanırım. Neyse bana ne. Ben jandarma olacakmışım.  1. grup olarak gittiğim için şanslıyım çünkü aralık ortasına kadar 1.5 ay daha beklemeye tahammülüm yoktu sanırım.

hee bu arada ilk “cenderme” esprisini Erhan yaptı. Tekila kazandı. 🙂

Adsız